Bayramı Beklerken
Demir kapının hemen yanındaki küçük pencereden, birkaç ağaçlık bahçesine ve bahçenin ötesindeki sokağa baktı. Gün yeni doğduğundan ortalıkta kimsecikler görünmüyordu.
DevamDemir kapının hemen yanındaki küçük pencereden, birkaç ağaçlık bahçesine ve bahçenin ötesindeki sokağa baktı. Gün yeni doğduğundan ortalıkta kimsecikler görünmüyordu.
DevamTertemiz bir nisan güneşi yüzüme vurdu, ılık bir hava, sakin bir rüzgâr tenimi okşadı. İçimdeki güneşten bîhaber, dağın ardındaki güneş
DevamKalabalık olmayan bir caddenin yan sokağıydı bizimkisi. Hiç beklenmedik şekilde hafif bir eğimle sokaktan aşağı inilir, evlerin önündeki düzlüğe çıkılırdı.
Devam“Kahveni soğutma” dedi küçük olan. Az evvel iki kompartıman öteden getirdiği sıcak suyun içine, marketten aldığı ve aldığı için kendini içten
DevamKanma demek geliyor içimden bu çiçeğe. Kanma. Yalancı güneş bu alnına vuran. Seni bu ışıkla kandıran da, sıcağını teninde hissettiren
DevamAralık duran pencerenin ardındaki tülden silüeti açıkça görülüyordu. Öfkeli, kızgın bir yüz, dimdik duran bir beden ve birbirine kenetlenmiş kollar
DevamGökyüzü gri ve bulutlu. Hava basık ve sıcak. Hafiften bir rüzgâr okşuyor canlıları, cansızları, herkesi, her şeyi. Yağmurun rüzgârı. Kavak
DevamÖnünde yanan mangal kömürüne dalgın dalgın, kim bilir neler düşünerek, uzunca bir süre baktı Asım Bey. Elindeki, ateşi harlama görevi
Devam