Şenlik Yıllarında İzmir Fuarı
Ağustosa doğru bir telaş başlardı İzmir’de, bilenler bilir. Gezginler, tüccarlar, sanatçılar… Şehir dolar da dolar, yabancısı için kalacak yer bulmak
DevamAğustosa doğru bir telaş başlardı İzmir’de, bilenler bilir. Gezginler, tüccarlar, sanatçılar… Şehir dolar da dolar, yabancısı için kalacak yer bulmak
DevamBu kış gününün kapalı havalarından bunaldığım bir vakitte eski sonbahara sığındım gün boyunca. Yıllar öncesinden bir hatıranın peşine düştüm. Hatırladıkça
DevamDoğurmaktan büsbütün aciz baştan ayağa kısır bu posmodern dedikleri zamanın eskiyi allayıp pullayıp geri getirme gibi bir kabiliyeti var. Yeter
Devamİstanbul Edebiyat’ın önünde yağmur ha başladı ha başlayacak. İmtihan var, sosyoloji imtihanları. Üniversitenin büyük kapısının altındayım, sınav saatini bekliyorum. Hâlbuki
Devam“Hatırda zamansız bir plak,” diyordu Edip Cansever. Şarkı gelip seni bulur da zihninde döner durur da hatırda tutulduğunu kim bilir?
DevamI W. Benjamin’in beni hep düşündüren bir tespiti var: “Eskiyen şeylerin enerjisi.” Eski fotoğrafların ve biten şeylerin son defa görünür
DevamBüyükada’da kalmak, talebelik yıllarımın bir hayaliydi. Bir köşk, bir konak hayali değil bu. Kendimce mütevazı bir şey; bir pansiyon odasına
DevamEskiden “Çay Bahçesi” denen yerler vardı. Her şehrin nerdeyse her kasabanın çay bahçeleri olurdu. Demir masa sandalyeler, çam ağaçları, akasya
DevamBenim bir doktorum var Cerrahpaşa’da. Aslında henüz doktor da değil, bir tıp öğrencisi. O yüzden ona “Küçük Doktorum” diyorum. Derslerinin
DevamGeçenlerde okudum, kimdi, adı hatırımda da değil! “Sanat, insanı ilkselliğe götürendir,” diyordu. Fenomenoloji ile ilgilenenler iyi bilir bunu ve buna
Devam