Huzur ve Sükûnet
Aile huzurdur. Çocuk gülüşü, baharın gelişi, çiçek kokusu, deniz dalgası, akşam sofrası huzurdur..
İnsan ömrü boyunca huzuru arar. Bu arayış bazen aşk maskesi ile bazen kariyer kaygısı bazen de maddi hırslar-arzular şeklinde tezahür de etse aslında maşukun da makam sahibinin de zengin kasası olan insanların da içten içe aradığı şey; huzurdur.
Huzurun bir de ikiz kardeşi diyebileceğimiz kavramdaşı var: Sükûnet.
Sükûnet; sakinlikten gelir; sessizlik ve dinginlik eşlikçisi. Ancak sükûnet huzur gibi basit ve kolay değil; bazı şartları vardır; gönül tatmin olmadan beden sükûnete eremez mesela. Her sükûnetin bir müsekkini vardır; sükûnet sağlayıcısı yani. Ailedeki huzur mesela; sükûnet sağlayabilmiş eşlerce hayata geçirilebilir ancak. Sükûnet yoksa, huzur da yok.
Baştaki akıl da sükûnetten beslenir. Karmaşa, çetrefilleşen yollar ve iç hesaplaşmalar sükûnetin ümüğünü sıkan ahtapot kollarıdır diyebiliriz.
Huzur kilim; sükûnet yastık. Huzur baba; sükûnet anne.
Huzur dış; sükûnet iç..
Ya da şöyle; mutluluğun iki kanadı; sükûnet ve huzur..
Huzur ve sukunet onu tahayyul ettigimizde içten doğru gelir. Onu
Kabul ettiğimizde biz huzur ve sukunet oluruz. Böyle olduğunda sukur etmek isteği ila gücümüz yaşam sevincimiz artar..