Ormana Kaçanlar
Modern hayattan usananlar var. Duymuşsunuzdur illaki.
Kimi Tarzan hayatı düşler, kimi kıyametin kopacağından korkar.
Kimi borçtan kaçar, kimi gelinin öfkesinden.
Kimi ise susar, eviyle birlikte içi de yandığı için ormana çekilir.
Abarttığımı sanmayın, var bunlar!
Çünkü orman, yalnızca ağaçlarla kaplı değildir.
Orman, unutmanın da hatırlamanın da mekânıdır.
Kimine sığınaktır, kimine mezar.
Vietnam Savaşı’nda hanımı ve iki çocuğu ölen Ho Van Thanh, sağ kalan iki yaşındaki oğlunu kucağına alıp ormana girdi.
1971 yılıydı.
Altı metre yüksekliğinde, derenin kenarına bir ağaç ev yaptılar.
Kesici aletlerini taşlardan ve sert ağaç kabuklarından, yiyeceklerini ise doğadan sağladılar. Yirmi iki yıl boyunca kimseye görünmeden yaşadılar.
Bir gün kardeşi ormanda buldu onları. “O gün bir çocuğun daha doğdu,” dedi. “Onu ben kurtardım.”
Ama Ho Van Thanh ve oğlu, geri dönmek istemedi.
Sanki dünya onlara çoktan veda etmişti.
2013’te avcılar onları tesadüfen yeniden buldu.
Dilleri insan dilinden kopmuştu artık.
Kekeme söylenen birkaç kelime.
Yalnızca birkaç iz dile dair.
Bu kez döndüler köylerine, ama döndükleri yer gerçekten bir “dönüş” müydü?
2016’da fotoğrafçı Alvaro Cerezo, oğul Ho Van Lang’la ormana döndü.
Beraber birkaç gün geçirdiler, geçmişin izlerini belgelediler.
O zaman anlaşıldı ki, kırk yıl yalnızca bir zaman değil, bir iklimmiş.
Lang 2021 yılına kadar köyünde yaşadı. Ama pek alışamadı oraya.
Modern hayatı üzerine oturmayan bir elbise gibi taşıdı.
Vücudu direnmedi yaşamak için. Ruhu hâlâ ormandaydı sanki.
Ve sonunda, 52 yaşındayken kansere yenik düştü.
Bu böyledir, insan bazen hayatta kalmayı başarır ama hayata dönemez…