Baharlardan Bir Bahar Seç Kendine
Bahar gelir. İnsanın içinde başka bir insan canlanır. Bu, çeşitli sebeplerle bastırdığımız insanın tam da bastırdığımızı sandığımız yerinden filizlenmesidir. Bahar gibi. Dışımızda bahar varken, içimizin kurumasına izin vermeyen bir şey. Kudret. Hayal. İmkân. Vicdan. Boşluk. Gök boşluğunun içinde patlayan yaprak. Kabuğunu yırtan. İçine sığmayan şey. Bahar. Dalları dolduran çiçek. Meyveye durmanın sabırsızlığı. Yerde, mine çiçeklerinin leylak morunda incelen çizgiler. Ah bu bahar! İnsanı çıldırtayazan.
Ama çıldırmaz insanoğlu. Çıldırmayı göze alamaz, akıllı. Pek dayanıklıdır özü. Kendini korumak için hemen savunma geliştirir. Görmezden gelir. Bahar, güzelliklerini gözüne sokar. Duvar diplerinden çiçek fışkırır. Kuru siyah dallardan yeşil yürür. İnsan da yürür. Gözü açık; çoğu zaman kalbi kapalı.
Baharlardan bir bahar şeç kendine. Senden habersiz geçen baharları da unutma. Fakat dünyanın daha önce yaşadığı baharları hiç hiç aklına getirme. İnsan hafsalası zor kaldırır bu yükü. Uzun-kısa; solgun-şaşaalı; yağmurlu-güneşli baharlar düşün… Ama en çok aydınlık baharları hatırla. İçine özgürlüğün dolduğu, özgür olduğun. Şöyle allı pullu, güllü dallı, endamlı. Gökküşağı gibi, şenlik gibi.
Ben ışıklı-renkli baharlar çok gördüm, halen göresim var. Yüz bahar görsem, demem ki bir dahaki bahara çıkmayayım. Baharda gök bile ayrı güzel. Mavi mavi güler. Rüzgâr incitmeden eser. Ağacın, kuşun, böceğin uyanışı başlar. Sert toprağı delip baş uzatan nergisler, sümbüller, zambaklar… Her birisi nadide güzellikte bu eserler. Sayamadıklarım da var. Zihnimde gezen sarı yaban gülleri. Buruşuk ipek kanatlarıyla sarı gelincik ve daha nicesi… Saydıklarımın ve sayamadıklarımın çok fazlasıdır bahar. Onun başka bir adı olacaksa umut olmalı. Umut. Renk. Donanma. Şenlik.
Bazı baharlar için defterime şöyle notlar düştüğüm de olmuştur; sümbül baharı. gül baharı. sarı bahar… Doya doya yaşadığım baharlara uzun bahar dedim mesela. Tadına varamadıklarıma kısa.
Bir ağacın dibinde yarım saatçik otursak. Azıcık solunsaklak. Toprağa, otlara, çiçeklere dokunsak; ağaclara yaslansak, köklerden çiceklere yürüyen sesleri duysak. Yerçekiminin tersine akan bir damla ile başlayan uyanışın ihtişamını. Baharın görkeminı. Göğe bakalım, bulutlara. Hayat bizi kovalamasa. Yetişme derdini atabilsek üzerimizden. Görsek…
Bahar hep gelir.
Bahar hep gider.
Dünya hali böyledir. Dünyanın her dem gelen öyle güzel baharları vardır ki. Eskilerin bahariye dizdikleri. Bazı baharlar daha özelmiş. Öğrendim. Bu sene neredeyse, her zaman doya doya yaşadığım, nefes aldığım, ibret aldığım, gözümün gönlümün bayram ettiği baharlar yok. Büyük veya küçük bahanelerle çıktığım bahar yürüyüşleri yok. Gözümün ışığı renkler yok. İnciler, mercanlar, amatistler yok. Esriklik veren ağaçlardan gözlerim mahrum. Renk, şekil, koku cümbüşünden yoksun sümbülün hayali .Hafızamdaki renk güzelliği nerede? En güzel renk skalasında bulamadığım.
Dışımda bahar. Çok uzaklarda. Yalan, çok uzakta değil aslında… Ben yerimden kıpırdayamıyorum, olan bu! Dünyanın binbir neşe ve telaşla uyanışına şahit olamıyorum. Apartmanın önünde sıkışmış bir ağacın taze yeşiliyle yetinmek zorundayım. Binlercesini görme imkânına rağmen; sadece bir ağaca bakmanın ağırlığı.
Hayalimde yaşayan bir bahar var. Sakuralar çoşmuş pembelerle. Altın kadehlerin ışığı doldurmuş toprağı. Gökte sarı güneş. Beyaz bulutlar. Leylekler. Kırlangıçların kanat çırpışları. Yuva sesleri. Çıldırmamak için yazmaya koşuyorum. Okumaya sığınıyorum. Maskeler dikiyorum. Daldan dala değen rüzgârım. Baharın özlemiyle dolu.
Bu sene bahar farklı. Kara. Bahtsız. Matemli…Bu sene dünya farklı. Tabiat, yıpratılmışlığının hesabını sorar gibi. İnsanı bu güzelim demde, güzelliklerinden mahrum bırakarak. Anlatmak istiyor sanki bazı şeyleri. Sınır tanımazlığın, hoyratlığın…
Dünyanın böyle baharları da varmış. Mahkûm edildiğimiz. Acı çeke çeke. Endişeler içinde kıvranırken. Uzaklaştığımız gerçeğin korkusu ile yakalandık bahara. Baharı unutmayayım diye yaprağın yeşiline diktim gözümü. Sâlep orkidesinin turuncusuna. En çok da göğe. Umutların akınına. Hafızamdaki renklerin şenliğine. Ve her şeye rağmen hafızamdan düşüveren mısralarla bakıyorum göğe ve yere.
“insan olmayınca
kötü resimler gibi
lacivert bahçelerde başlayan bahar.”
Uzun zamandır bu kadar iyi bir bahar yazısı okumamıştım…