Mervâ Babacan

Kabul Ederler Mi?

Okuma süresi: 2 dakika

Bizi kabul ederler mi sence?” Dedi kadın. Bilmiyorum anlamında dudağını büktü adam. Bilmiyordu gerçekten. Aklına ilk gelendi onlar. Zaten sonrası yok. Sadece onlar. 

Kabul ederler mi? Boşluk. 

Elini kadının eline uzattı adam. Bir çeşit teselli. Sıktı iyice. Kadın dönüp baktı. Yüzü endişeli ama aydınlıktı. 

Adam gülümsedi. Kadın da gülümsedi. Sonra tekrar kaygı indi yüzlerine. Başlarını çevirdiler. Adımları da onlar gibi endişeliydi. Bazen hızlı bazen sakin öylece yürüdüler. Bilinmeyene. 

Kabul ederler mi? 

Adam etmezlerse diye başka çareler düşünmeye başladı. 

Kadın çoktan kabul ettirdi kendilerini. 

Adam arkadaşlarını düşündü sırasıyla. Güvenemeyeceklerini eledi. 

Kadın evlerinin nasıl olduğunu hayal etti. Sığabilirler miydi? 

Adam telefon rehberine geçti sonra. Güvenebilecek tek kişi. 

Kadın kalabalıktan korkmaya başladı. O kadar insan üst üste. Olur muydu? 

Adam bir tek kişi bulamadı. Güvenemedi. 

Kadın ev ev üstüne olmaz dedi. Hayalden vazgeçti. 

Kabul ederler miydi? İkisi de bilemedi. 

Giderken adam önünden geçen arabaya dikkat kesildi. Hani bu ay sonu almayı planladıklarından. Alamayacaklarından… Sağlık olsun dedi. Dedi ama kendisi de inanmadı bu dediğine. Sağlık da olsaydı araba da.

Kadın caddenin sağ tarafında kalan küçük butiğe şöyle bir göz attı. Vitrindeki elbise nasıl da güzeldi. Kendini hayal etti elbisenin içinde. Altına geçen ay aldığı topuklu ayakkabı ne de güzel olurdu. Belki bir de kolye alırdı üstüne. Belki.. Ne elbisesi? Şimdi o değildi ki mesele. Kabul ederler miydi? 

Adam işte geldik dedi kadına. Kadının içi cız etti. Kalbi hızlandı. Zihninde aynı soru dönüp durdu. Ya etmezlerse? Başını çevirip adama baktı. Son bir umut. Son bir teselli aradı gözlerinde. Adamda da aynı endişe. 

Kapının önüne gelince durakladı adam. Eli zilin önünde havada kaldı. Kadına baktı. Son bir güç aradı gözlerinde. Hadi desin diye bekledi. Kadın daha da sessizleşti sanki. 

Adam derin bir nefes aldı. Kalbinin atımını yavaşlatamadı. 

Zile belli belirsiz dokundu. 

Hızlıca. 

Kararsız. 

O bir kaç saniyelik bekleme anı. 

Öyle uzundu ki. 

Basamadım sandı adam önce. Yeni bir hareketle elini tekrardan uzattı ki kapı aniden açıldı. Bakıştılar adamla kadın. Kapının açılması şaşırttı sanki onları. Yine de kapıyı itekleyip aynı kararsızlıkta girdiler içeri. 

Yaklaştıkları her an heyecanları bir kat daha arttı. Merdivenleri Nasıl çıktıklarını anlamadılar bile. 

Adam son basamakta durdu. Üstüne başına kendince çeki düzen verdi. Kadın da saçlarını düzeltti. Böylece kapıyı çalmaya hazırdılar. 

Adam bu kez çalmadan sordu kadına; çalıyorum? Kadın evet anlamında başını salladı. Bu kez kararlı çaldı adam kapıyı. Elini çekince iki adım geriye gitti. 

Bekleme süresi. 

Belki bir kaç saniye. 

Uzadıkça uzadı yine. 

İçerden kapıya doğru sesler geldi. 

Yürüme ve koşturmaca sesleri. 

Adamla kadın bakışmadı bu sefer. Yalnız kapının açılmasını beklediler sabırla. 

Nihayet açıldı kapı. 

Bir. İki. Üç. Dört. Beş. Derken altı çift göz gülerek baktı kapıda bekleyen misafirlerine. Öyle güzel güldüler ki adamla kadın derin bir nefes aldılar. Sanki bütün dünyanın yükü kalktı omuzlarından. 

Adam arabayı aldı. 

Kadın elbiseyi. 

Gülümsedi ikisi de. 

Kabul ederler miydi? Belki….

4 thoughts on “Kabul Ederler Mi?

  • Anonim

    Güzel bir öykü, elinize sağlık. Niyetleriyle büyür gönüller.

    Yanıtla
  • Bengü

    kaygı ve endişe, çaresizlik ve sığınma ihtiyacı iyi işlenmiş.. önce ürperdim, sonra içim ısındı..

    Yanıtla
  • Hikmet

    Yardım etmek istemek ama nasıl edeceğini, nasıl söyleyeceğini bilememek… Zor bir durumdur bu. Yazının sade üslubuyla söz konusu gerilimi yansıtabilmesi oldukça başarılı. Öyküde görmekten hoşlandığım sehl-i mümteni…

    Yanıtla
  • Kapının çalmasını bekleyen bi garip

    Keşke o kapinin öbür tarafın da ben olabilsem ve hayatıma hoş geldiniz deme şerefine nail olabilseydim. Onlari o kapıya gönderen kimdi… onlar kimlerdi o kapiyi açan neye açıyordu bu sınav dünyasında ki finalmiydi .Cennet ucuz değil Cehenmem lüzumsuz değil di o kapi hangisine açılıyor du.
    Keşke bana gelseler Hz ibrahim ateşe atıldığı nda bir damla su taşıyan karınca olabilseydim .Şu tek düze hayatıma bi renk katarken gunahlarimla cehennem e doğru giderken geri geri bakıp Allah cc. sordurdugunda ben bi gun kapima gelen iki garipe soframi gönlümü açmıştım diyebilseydim.Düşenin dostu olmaz diyenlere tokat vururcasina elimi uzatabilsem bi ömür yanınızdayim deyip sarılabilseydim .O kapıyı acan gulen gözler ne kadar da bahtiyarmış herkeze nasip olmuyor işte. Cok güzeldi teşekkür ediyorum.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Captcha *Time limit exceeded. Please complete the captcha once again.