Denizlere, Mavilere
Bak bu deniz; görüyor musun? Yüzünü bir martı gibi rüzgâra ya da bir gemi olup sulara sürüyor musun? İşte her yer mavi. İşte her yer masal. Süzülüp gidiyor musun özgürlüğe?. Uçuyor musun o geniş kanatlarınla kalplere?. Açıl kıyılardan ötelere, göklere. Birazdan dağlar görürsün ufkun kirpiklerinde. Mavi dağlar, mor dağlar, karayla denizin buluştuğu yerde.
Dağlar. Dumanlı dağlar. Başında kar var; eteğinde dalgalar, köpükler, yarlar. Duyuyor musun müziğin nağmesini? Suların masmavi hâlesini; vadilerin, koyakların sesini alıyor musun? Her yerde yâr var. Ah! “To love you more” çalıyor. Alıp başını gidiyor musun ormanlar serpili denizlere? Güzel ormanlar, zümrüt yeşili serin ormanlar. Çekiyor musun göğsüne mis gibi nefesini?
Bak işte kıyılar, limanlar, koylar. Çarşılar, pazarlar, yollar. Avlular, perdeler, camlar. Gün vuruyor gözlere. Su yürüyor kumsallara, yüzlere. Sözlere fidanlar, ağaçlar konuyor. Korular, ormanlar büyüyor. Dalgalar yükselip iniyor. Bu ses ki denizlerdir. Celine Dion şarkı söylüyor. Kalbinde bir esinti duyuyor musun?
Kuşlar şakıyor inceden. Şakısın. Cıvıltılar sarıyor evleri, caddeleri. Sarsın. Bağlar, bahçeler yakın. Sincaplar sekiyor dallara. Gün ışığı sızıyor kuytulara. Meyveler ballanıyor aydınlık vurdukça. Her yere çiçekler, notalar, her yere kelebekler, kuşlar uçup konuyor. Bir çisenti çöküyor teraslara, damlara. Kıyılar damla damla içiyor renkleri. Bir şarkı çalıyor; tadıyor musun nağmeleri?
İpil ipil, renk renk, alev alev notalar. Duyuyor musun seslerini. Alıyor musun gönlüne hislerini, akislerini; mavinin, yeşilin turkuaz kavislerini? Su boyları hür. Denizler gürül gürül. Nasıl da şakıyor sevinçler; gül. Süsenler, zambaklar ve düşler filizleniyor. Ilık bir meltem iniyor akşamdan. Bir meltem de sabahtan, sulardan. Ceylanlar buz gibi pınardan içiyor. “To love you more” oluyor resimler, görüyor musun?
Şimdi gökyüzü ışıl ışıl çizgileniyor. Uyuyan bir göl uyanıyor sevinçle; her şey maviye boyanıyor. Sazlar, kamışlar bir ahenk salınıyor. Bulutlar ötelere ötelere uzanıyor. Bembeyaz bulutlar, gri bulutlar nasıl da şiirleniyor. Rüzgâr mıdır onlar, gemiler mi, bir koyda, bir limanda şarkılanıyor? Celine Dion “To love you more” söylüyor.
Bak bu deniz, bu şiir, bu sevinç. Kıyılar, kumsallar, uzaklar. Açık deniz, açık sema, ufuklar. Gemiler geçiyor. Bulutlar geçiyor. Zaman geçiyor. Bir yerlerde sevinçler açıyor, biliyor musun? İçiyor musun kana kana denizleri? Giyiyor musun şarkıları, şiirleri, mavileri? Yürüyor musun rengârenk izleri? Bir düş kopar. Bir rüya şimdi. Yıldızlar ufukları sarıyor. “To love you more. To love you more. To love you more.”
Şubat 2024 Assenheim
Dünya müziğinde bir sesin müzikle böylesine üst seviyede bütünleşmesi, sesin böyle şiiriyetli kullanımı ve hatta bir enstrüman düzeyine yükseltilmesi Celine Dion ile gerçekleşmiştir. Chloe Agnev, Lisa Kelly, Dimaş Kudaybergen… gibi ona yaklaşan ve yer yer yakalayan sanatçılar çıksa da, bütün albümleriyle bu seviyede süzülmek ona “nasip” olmuştur. Genç yaşta hastalanması çok üzücü.