Niyazi Sanlı

Umut Her Şeyi Halleder Mi?

Okuma süresi: 2 dakika

        

 Umudunu yitirmiş bir insan şüphesiz ki yürüyen bir ölüdür. Hayatta yapabileceği hiçbir şey kalmamıştır.

Yeryüzünde bir bela ve musibete maruz kalmayan insan yoktur. İnsanın hangi zorluklara, belalara ve imtihanlara maruz kaldığının bir önemi yoktur; önemli olan nasıl bir tepki gösterdiğinizdir. Çok klişe bir cümleyle yazarsak; her kriz içinde büyük fırsatlar barındırır. Işte tam burada hayatı nasıl okuduğunuz ve sizin reaksiyonlarınız önem kazanır.

Büyük krizlere maruz kalan büyük insanlar veya devletler bu krizlerden umut ederek mi çıkıyorlar?

Hayır!

Viktor Emil Frank, bir Avusturya yahudisi psikiyatrist ve Nazi zulmüne maruz kalmış bir mağdur; Nazi kamplarında doktor kimliğiyle gözlemler yapmış ve bunları İnsanın Anlam Arayışı kitabında yazmıştır. Aynı zamanda Logoterapi tekniğini de geliştirmiş ünlü bir doktordur.

Frank’ın o kitapta anlattığı en önemli gözlemi şudur:

Nazi kampında kalan insanlardan belli bir tarihe kadar oradan çıkacağını umut edenlerin -mesela Noel tatiline kadar- dirençlerinin azaldığını ve daha çabuk öldüklerini ancak anlamlı bir hedefi olup o hedefe tutunanların hayatta kaldıklarını ve oradan canlı çıktıklarını anlatır. Nedir o anlamlı hedef? Mesela çocuklarım için yaşamalıyım. Sevdiklerime kavuşmalıyım gibi…

Kısacası hiçbir gerekçeye ve argümana dayanmayan “kuru umut” aslında işe yaramadığı gibi insane zarar da verebilir.

Topluma umut aşılamak için sürekli umut pompalamak genellikle siyasetçilerin ve liderlerin bir stratejisidir ancak ümit vermek, umutlu olmak ile umut tacirliği arasında çok ince bir çizgi vardır. Gereksiz ve gerekçesiz umut aşılamak; insanların gerçeklerle olan bağını kopardığı gibi içine düştüğü kuyudan çıkmasını ya engeller ya da geciktirir ve büyük hayal kırıklıklarına ve travmalara neden olabilir.

Sosyal, ekonomik, siyasi ve kişisel krizlerden çıkmanın evvel ahir ilk şartı kendi gerçeklerimizle yüzleşmektir. Eğer bir mücadele alan ve imkanı varsa kriz olan yerde kalmalı ve mücadele edilmelidir. Eğer kriz bizi yutup yok edecekse yer değiştirilmeli ve kriz bölgesini behamahal terk etmelidir. Eldeki imkanlarla krize dışarıdan müdahale yolları aranmalıdır.

Krizden çıkmak ve yeni bir hayat kurmak umut etmekle olmaz; gerçeklerle yüzleşip önümüze anlamlı bir hedef koyarak o hedefe ulaşarak olur; aksi takdirde içine düştüğümüz kuyuda ömür boyu debelenerek ölürüz; kimse de bizim çığlıklarımızı duymaz.

2 thoughts on “Umut Her Şeyi Halleder Mi?

  • Hasan

    “Aktif sabır” kavramını ‘aktif ümit’e dönüştürmek bir nevi. Yine de şiddeti kişiye göre değişen zor bir gerçeklik bu süreç.

    Yanıtla
  • Anonim

    niyazi bey kısa ve öz yazılar yazıyor, teşekkürler 🙏

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Captcha *